Biraz Lafladık: TMP ile Motosiklet Sohbeti

Biraz Lafladık: TMP ile Motosiklet Sohbeti - Mühle Tıraş Kültürü

Mühle ekibi olarak en çok tıraş hakkında konuşmayı sevsek de başka konular da radarımıza giriyor. ÖTV zamları, şehir içi trafikteki artış, daha hızlı ulaşım isteği gibi sebepler motosiklet kullanım oranlarını artırıyor. Biz de bu konuda bir bilene danışalım istedik. Türkiye Motosiklet Platformu Başkanı Zafer Fatih Özsoy ile Gerçek Sürücü Kursu Kurucusu Murat Bozkuş’tan hem TMP’yi dinledik hem de motosiklet kullanmak hakkında konuştuk. Onlar da bizimle dolu dolu bir röportaj yaptı. :)

 

Biz önce sizleri biraz tanısak? Neler yapıyorsunuz, kaç senedir motosiklet kullanıyorsunuz?

Zafer: Ben  Zafer Fatih Özsoy, Türkiye Motosiklet Platformu Yönetim Kurulu Başkanıyım. 43 Yaşındayım,  Yeditepe Üniversitesi Reklam Yönetimi bölümü mezunuyum. Evli ve bir çocuk babasıyım. 30 seneye yakın zamandır motosiklet kullanıyorum.  

Murat: Merhabalar, ben Murat Bozkuş. 40 yaşındayım fakat henüz 20 yaşıma girmiş gibi hissediyorum. Gerçek Sürücü Kursları Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda ileri ve güvenli sürüş eğitmeniyim. Hem motosiklet hem de otomobil eğitimini lisanslı olarak veriyorum. Ancak gerek hobi gerek tutku olarak başladığım motosiklet ile ilgili almış olduğum eğitimler, 25 yıllık sürüş becerileri ve tecrübelerimi eğitim almak isteyen motosiklet meraklılarına aktarmayı hedeflemiş biriyim.

Önce Türkiye Motosiklet Platformu (TMP) hakkında bilgi alsak; kaç kişilik bir oluşum, bu kadar büyük bir oluşumu nasıl koordine ediyorsunuz?

Zafer: Aslında bunun sırrı sizinle aynı davaya baş koyan insanlarla birlikte yürümekten geçiyor. Tüm ülkede temsilciliklerimiz var. Hepsinin kendi içinde sorumluları ve haber ağları bulunuyor.  Eş zamanlı etkinlik düzenlemek ve binlerce insanı harekete geçirmek için harika bir iletişimimiz var. Bu şekilde dostane bir hiyerarşi ile koordinasyon oldukça başarılı şekilde devam ediyor.

Neden TMP gibi bir oluşuma gerek duyuldu? Ne gibi bir katkısı var TMP’nin? Bir tür fon elde etmek için mi var bu oluşum?

Zafer: TMP motosikletçilerin sorunlarını kendisine dert edinmiş, motosikletçilerin kurduğu bir sivil toplum örgütüdür.  Hiçbir yerden maddi destek almıyor, her şeyi kendi içinde hallediyor. Gönülden yapılan işlerin para olmadan da başarılabileceğinin iyi bir göstergesidir TMP.  2 sene önce bir dernek kurduk, gerçekten maddiyata gerek duyduğumuz konularda da bu dernek üzerinden gelen gelirlerle hareket etmeyi düşünüyoruz. Bugüne kadar bağış ve yardım taleplerini reddettik. Gönüllü yapılacak işlerin zirvesine geldiğimizde ise bazen maddiyat gerekiyor. Derneği de bu amaçla kurduk ama henüz bağış almaya gerek duymadık.

Neler yapar TMP?

Zafer: Türkiye Motosiklet Platformu her ne kadar 2013 yılında kurulduysa da faaliyetleri tam olarak 2000 yılında başlamıştır. Bugün 214 kulübü bünyesinde bulunduran platform, sivil toplum örgütü olarak devlet tarafından tanınmış ve yaptığımız tüm etkinliklerde bütün kapılar biz sürücülere sonuna kadar açılmıştır.

Platform kortejlerinde sadece Türk bayrağı taşır asla başka bir bayrak veya sembol taşınmasına müsaade etmez. Siyasi kuruluş ya da belediyelerden yardım kabul etmez. Motosiklet camiasında birey ya da kulüp olan, etik olan tüm sürücüleri bünyesine ayrım yapmadan kabul eder. İlk olarak 2000 yılında, bugün geleneksel olan Bağdat Caddesi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı motosiklet korteji düzenlenmiş ve Edirnekapı Şehitliği’ne sürülmüştür. Motosiklet sevdalılarının bu korteje olan ilgisi ile platform, sırası ile her yıl düzenli ulusal çapta önemli olan günlerde kortejleri yasal izin ile düzenler. Bunun dışında motosiklet camiasına özel olarak da pek çok şey yapıyoruz; başlıca olarak birkaçını saymak gerekirse motosiklet fuarlarında aktif olarak yer alıyoruz, insanların bilinçlenmesi için Türkiye’de ilk olan Eğitim Festivali’ni düzenliyoruz, motosiklet üreticileri ile tüm sürücülerin menfaatine odaklı olarak görüşmeler yapıyoruz gibi... Bir de sosyal projelerimiz oluyor; kan ya da organ bağışı organizasyonları, kadın ve çocukların daha güvenli bir geleceğe sahip olması için bilinçlendirme, Türkiye’nin her yanına ihtiyaç duyulan yardımları ulaştırma...

Biraz da motosiklet özelinde konuşalım. Murat Hoca ile başlamak istiyoruz; hocam siz kaç senedir kullanıyorsunuz?

Murat: Önemli olan kaç yıl motosiklet kullanmak değil ne kadar bilgili ve doğru tekniklerle kullanmak. Bana göre 25 yıldır motosiklet kullanıyorum ama 18 yıldır doğru teknikler ve doğru bilgiyle kullandığımı söyleyebilirim.

Biraz eğitmenlik geçmişinizden bahsedebilir misiniz? Bu alandaki başlangıç Gerçek Sürücü Kursu ile mi oldu?

Murat: 20 yaşında otomobil ve motosiklet sürüş eğitimleri için MEB lisanslı eğitmen oldum. 22 yaşında otobüs ve kamyon eğitmenliği yaptım. Sonrasında 25 yaşında ileri ve güvenli dürüş eğitimleri vermeye başladım. Tüm vermiş olduğum eğitimlere önce katıldım sonra aktardım. Her zaman daha nasıl iyi eğitim verebilirim diye yeni metotlar,  teknikler geliştirdim. “Kötü öğrenci yoktur, yanlış teknik vardır.” tezini hep savundum. Sonrasında hem üniversite okudum hem sürücü kursu işlettim. Gerçek Sürücü Kursu benim ilk kursumdur. Sonrasında 12 Şubeye kadar çıktık ama kontrol mekanizmasını kaybettiğimi fark ettiğimde 3 şubeye düşürdüm. Şu an 3 sürücü kursu, 1 motosiklet akademisi olarak eğitimlere devam ediyorum.

Genel bir yargı var: “Motosiklet kullanmak çok tehlikeli!” deniyor hep. Bu gerçekten de böyle mi, çok mu tehlikeli?

Murat: Motosiklet kullanmak ama nasıl kullanmak tehlikeli kılıyor? Bunu bilmemiz gerekiyor. Eğitimsiz, ekipmansız, kuralsız kullanılan tüm araçlar tehlikelidir.  Genel olarak diğer sürücü kusurlarından kaynaklanan kazaların bedelini canınızla ödeyebilirsiniz. Sakat kalma olasılığınız da yüksek. Motosiklet kullanmak için iyi reflekslere sahip olmanız gerekiyor. Yolu, sürücüleri, olası her tehlikeyi analiz edebilmeli, tüm olasılıkları hesaplamalısınız. Sürekli olarak motosiklet kullanıyorum. Hayattayım ve uzun yıllar yaşamayı da hedefliyorum. İşte, bunun trafikteki araçlara, yayalara yollara, kendime ve hatta kullandığım motosiklete bile güvenmemekten kaynaklandığını söyleyebilirim. Kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilim. Tutkumu yaşıyorum. Kendi zevkim için kullanıyorum. Bu düşünceyi şiddetle herkese tavsiye ederim.

Hem bir sürücü hem de bir eğitmen gözü ile iki farklı görüşü de merak ettiğimiz sorulara gelelim: Bazı insanların çok yüksek hızlara ulaşılabilen ve racing sınıfına giren motosikletlere ilgisi var. Başlangıç için doğru mu?

Murat: “Hızlı kullandım, 400 km/h ile sürdüm.” diyebilmek için racing düşünülüyorsa yanlış bir düşünce . Yol yakınken bu düşünceden vazgeçilmeli, aksi takdirde sonu hüsran. Ben racing supersport motosiklet kullandım başlangıç olarak. Başlayabilirler tabii. Tüm eğitimini aldıktan sonra neden başlanmasın? Ben motosikleti insanın karekterine göre seçmesi gerektiğini düşünüyorum. Yaşam tarzına, amacına göre motosiklet satın alınmalı ve sürülmeli. Eğitimsiz ve bilgisiz kesinle ne naked, ne enduro , ne supersport ne de herhangi bir başka motosikleti tavsiye etmem.

Zafer: Bana soracak olursanız bu araçlar sadece pistlerde kullanılmak için üretilmiş. Konforlu değiller, çok güçlüler ve kesinlikle bir başlangıç motosikleti olarak düşünülmemelidir. Bu arada, bu sınıfta farklı cc’de motosikletler de mevcut. 125 cc’lik bir supersport motosiklet ile 1000 cc arasındaki güç farkı inanılmazdır.

Siz başlangıç için ne öneriyorsunuz ve neden?

Zafer: İlk motosikletiniz sizin eğitici motosikletinizdir. Ağırlık merkezi aşağıda olan, hata affeden, dengeli, hafif ve agresif olmayan Comutter motosikletler bence iyi bir başlangıçtır. Büyük cc motosikletler ile yapacağınız hatanın sonuçları da gücüne oranla ağır olabilir.

Murat: Aldığımız motosikletimizle eğitim alacağız, bunu atlamayalım. :) Şehir içinde, sürekli trafikte dolaşacaksa Comutter motosiklet ideal olabilir. “Yoo yoo,  ben gezmeyi seviyorum hafta sonları.” diyorsa enduro seçebilir. “Ben scooter alacağım.” diye gelip Africa Twin alan öğrencim de oldu, Kawasaki isteyip sonrasında “Scooter benim işimi görür.” diyen öğrencim de oldu. Başlangıç olarak herkes kendi seçimini yapacak ama önce eğitim alacak.

Peki, ekipman ne derece rol oynuyor? Kask en sık kullanılan ekipman olarak göze çarpıyor. En önemlisi kask mı? Mont, eldiven, dizlik ikincil bir önem mi taşıyor?

Murat: Motosiklet ekipmanı olmazsa olmazdır. Motosiklete binerken aynı zamanda düşmeye hazırlanıyor olmalıyız. Çünkü bu her an olabilir. Kask en önemlisi, bizim can simidimiz. Tabii, kask seçerken de şekline şemaline göre değil; güvenlik sertifikasına, ağırlığına göre bakmak lazım. Hafif ve güvenli, aynı zamanda yeni yıl kaskları tercih edilmeli. Bekleyen kask, ömrü yavaş yavaş dolan lastik ya da akü gibidir. Düşüş anında ilk temas el ve dirseklerdir. Bu yüzden eldiven ve mont da önemli. Eldiven elimizi düşüş anında korumasının yanı sıra aşırı sıcak ya da soğuk havalarda ısı dengesini de sağlar. Mont konusunda da özellikle güvenlikli olmasına dikkat etmeniz gerekiyor. Şekil sonra. :) Kol, omuz, sırt gibi koruma aparatlarını sorun, gerekiyorsa da ayrıca satılan bu aparatları değiştirin. Bir de pantolon. Düştüğünüzde eklem yerlerine gelecek zararı önlediği için önemli. Bununla birlikte düştükten sonra sürüklenmeniz neredeyse kaçınılmaz olur. Motosiklet için koruma amaçlı üretilen bu pantolonlar aşınmaz ve yanmaz. Normal pantolondan çok farklıdır. Çok ciddi yaralanmalardan korur sürücüyü.

Trafikte bir motosiklet kullanıcısı için en büyük tehditler nelerdir?

Zafer: Bilinçsiz sürücüler ve empati yapamayan herkes bizim için büyük tehdittir. Sadece bizim için değil, trafikteki herkes için tehlike arz eden bir durum. Kendimizi eleştirecek olursak bizim içimizde olan bilinçsiz kullanıcılar da aynı oranda risk teşkil ediyor. Bunun yanı sıra bakımsız, bozuk yollar, çukurlar, bilinçsiz sulama gibi olumsuz koşullar da var.

Murat: Dikkatsiz yayalar, dikkatsiz ve kuralsız sürücüler bir de gelişi güzel kazılmış ve bırakılmış yollar, çukurlar... Bizim için önemli olanlar bunlar. Bu tür dikkatsiz ya da özensiz sürprizler bizim için ciddi tehlike ve bunlardan nasıl kaçılması gerektiğinin eğitimini bile veriyoruz. Sınavlarda engelden kaçma etabı vardır. Motosiklet kullanıyorsanız kaçacaksınız. Hep dikkatli olacaksınız ve dikkati elden bırakmayacaksınız. 

Motosiklet sürücülerine gösterilen bazı tepkiler var. Örneğin birçok insan “Aralardan geçiyorlar.”, “Nereden önüme çıktığını anlamıyorum bile.” gibi tepkiler veriyor. Açıkçası durum böyle olunca araba sürücülerine, yayalara hak vermemek elde değil.

Zafer: Elbette bazı tepkiler haklı, kimse beklemediği bir yerden üzerine aniden gelen bir motosiklet ile hayati tehlike geçirmek istemez. Aslında yine şikayet edenin bir parçası olan “kurye” algısı var. Acele işi yetişsin isteyen insanlar, yemeğim çabuk gelsin, suyu eve 5 dakika geç geldi diye şikayet edenler, karda kışta sıcak evlerinde oturup gönül rahatlığıyla sipariş verenler... Hepsi en az trafikte “Ama aradan geçiyorlar.” dedikleri kurye kadar sorumludur.

Murat: Hem bir otomobil sürücüsü hem de motosiklet sürücüsü olarak olaya şeffaf bakıyorum. Aracımla giderken yanımdan, kendine bir şeyler ispatlamaya çalışarak geçen genç kardeşlerimiz maalesef var. Genç ve eğitimsiz oldukları belli. Hiçbir risk değerlendirmesi yapmadan bir anda geçiyor. “Eyvah, inşallah bir şey olmaz.” diyorum. Çünkü her otomobil sürücüsü dikkatli olmayabilir. Sinyalsiz veya dalgınlığına gelerek şerit değiştirebilir ya da motosiklet sürücüsü kör noktasında kalabilir. Ben, mesela, motosiklet kullanırken kör noktada kalmamaya özen gösteririm, hiçbir sürücüyü rahatsız etmem.

Hiçbir motosiklet sürücüsünün sıkışık bir trafikte diğer arabalar gibi dur-kalk yaptığını görmedik. Bunun sebebi nedir? Neden bu acele? Gerçekten de motosiklet daha az yer kapladığı için trafikte her şeyi yapabilmesi mümkün mü? 😊 

Zafer: Motosiklet, özellikle ülkemizde, normal bir araç gibi şeritte gittiğinde çoğu zaman  arkadan gelen araçların tacizine uğruyor.  Sanki orada bulunmaması gerekiyor gibi bir algı var. Trafikte en az bir otomobil kadar yasal olarak bulunan araca trafikte, büyük balık küçük balığı yer mantığıyla yaklaşılıyor.

Murat: Motosikletlerin yapısı gereği, kullanım durumuna göre zaten trafikte dur-kalk yapmamaları gerekiyor. Tüm motosikletlerin dur –kalk yaptığını düşünürsek trafik içinden çıkılmaz çileye döner. Motosiklet sürücüleri, trafik yoğunluğunu azalttıkları için aralardan güvenli bir şekilde geçmelidir. Slalom eğitimi bu sebeple verilir. Fakat makasa girmek yanlamak bir anda ve dikkatsiz öndeki aracın önüne geçilmemesi gerektiğini de hatırlatırım.

Peki, kullanan ve kullanmayan herkes için tavsiyeleriniz ile bitirelim mi? 😊

Zafer: Eğitim almadan kesinlikte motosiklete başlamayın, her zaman tam koruma kullanın, trafikte hepimiz bir bütünüz, birbirinize karşı empati geliştirin ve sayılı olun.

Murat: Zafer’e katılıyorum; biz beraberiz :)

 

RELATED ARTICLES