Efsanenin Doğuşu : Geleneksel Tıraş Üzerine Aforizmalar
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken develer tellal iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken çok uzak diyarların birinde güçlü bir Kral yaşarmış. Bu Kral o kadar bilgili ve o kadar kudretliymiş ki nice alimler sorularına yanıt bulamaz, ya o diyardan göçer ya da bütün bir ömrü zindanlarda çürüyerek geçirirlermiş. Bir gün Kral Vezirini yanına çağırarak ülkesindeki ve çevre diyarlardaki alimlere haber salınmasını istemiş. Her kim ki kendisine içinde mutluluğun anahtarının olduğu bir yüzük verir ise bütün servetini ve krallığını ona bağışlayacak, bundan sonraki hayatını Ege’de bir tatil kasabasında balık tutarak geçirecekmiş. Hikaye bu ya , soruya yanıt bulmaya çalışan tüm alimlerin çabaları sonuçsuz kalıyormuş. Bir gün uzak diyarlardan sırtında çıkını , pek de albenisi olmayan bir seyyah çıkagelmiş. Bu boş boş bakan seyyah bir de ahraz olmasın mı? Dinlesen duymaz, söylesen anlamaz. Yarışma bu ya, Kral bu seyyahı da huzuruna kabul etmiş. Ürkek adımlar ile huzura çıkan seyyah herkesin meraklı bakışları altında çıkınından bir yüzük çıkartarak Kral’a uzatmış. Yerinden hışımla doğrulan Kral biraz şaşkın, biraz da küçümser bir ifade ile önce yüzüğe sonra seyyaha bakmış.
‘’Sen kimsin ki?’’ demiş. Nice alimlerin yanıt bulamadığı soruya, şu bez parçasından çıkardığın teneke yüzük mü cevap verecek?
Kralın Veziri yaşlı adam ileri atılarak ‘’Efendimiz bu genç belli ki bir cahillik etmiş. Ahraz demişler adına, hem sağır, hem dilsiz. Ülkenin batı köylerinden, atı bol, Bolatlı derler diyarına. Kendi söyleyemez, ne bilsin mutluluğun anahtarını? Affediniz.’’
Kral biraz kararsız, biraz da meraklı gözlerle seyyaha ve yüzüğe bakıyormuş. Madem demiş, ortada kellesi benimse krallığım var. Kabul, versin bakalım yüzüğü!
Ahraz titreyerek tuttuğu yüzüğü muhafızlara teslim etmiş. Dizlerinin üstünde kaderini bekler iken kafası önünde olacakları düşünmekteymiş. Yüzükte yazan yazıya da güveniyormuş üstelik. Babasından kalma bu yüzük ona yıllar boyu yol göstermiş, göstermeye de devam edecekmiş. Başka insanların kölesi olmaktansa kendinin esiri ol, dermiş Babası.
Derken Kral’ın gürleyen sesi duyulmuş :
Hoc Etiam Transibit…
Bu da geçer!!!
Çok mu mutsuzsun, dibi mi gördün? Bu da geçer.
Harika bir hayatın mı var, talih kuşu üstünden mi eksik olmuyor? Bu da geçecek.
Aslolan ne yaşadığın değil, nasıl yaşadığın. Ve bunun en güzel ifadesi de kendine değer vererek, bakarak oluyor.
Ve sen geleneksel tıraşa yeni başlayan kardeşim; Acemilik mi var üstünde? Bu da geçer. Sonrasında Ege’de bir sahil kasabasına taşınır mısın bilmem ama mutluluğun anahtarı an itibariyle elinde…
Geleneksel tıraşa ilk başladığımda benim için çok yeni ve harika bir deneyimdi. Nasıl olmasın? 20 yıldan fazladır düzenli tıraş oluyordum belki ama böyle bir dünya olabileceği zerre kadar aklımdan ucundan geçmemişti. Bir zamanlar eziyet olan tıraş artık her gün sabırsızlıkla beklenen muhteşem bir keyifti. Öyle ki ilk zamanlar günde 3 kere falan tıraş oluyordum. Evdekilerde garipsemişti bu hali, hani bir, iki tamam da ,üç ne ola ki?
Herkes gibi düşünüyordum başlangıçta, hassas, düşünceli adamım bir kere diyordum. Ee haliyle cildim de hassas olmalıydı. Ayrıca özel adamdım vesselam, herkes gibi normal hatta kayış gibi cildim olacak hali yoktu ya?
Kartuşlulara da karşıydım üstelik. Çevremdekiler cahil kimselerdi, gözlerinin önündeki güzelliği göremiyorlardı bir kere. Düpedüz eğitimsizlik diyordum, okulda okutsan 4 sene, R41 yüksek lisans, kariyer niyetine 😁
Tabii o zamanlar yeterince cahil bir insan olarak ''hatalı fikir birliği etkisinden'' bihaberdim.
Stanford'lu psikolog Lee Ross 1977 yılında bunu keşfetti. Üzerinde ''Eat at Joe's'' (Joe'nun yerinde yiyin.) şeklinde bir reklam sloganı ışıldayan bir tabela hazırladı ve rastgele seçilen üniversite öğrencilerinden bu tabelayı 30 dakika boyunca kampüste dolaştırmalarını rica etti. Bu kişilerden ayrıca diğer öğrencilerinden kaçının bu ufak işi yerine getirmeye razı geleceğini tahmin etmelerini istedi. Tabelayı taşımaya razı olduğunu ifade edenler, bütün diğer öğrencilerin çoğunluğunun da (%62) bunu kabul edeceğini düşünüyordu. Kibarca reddedenler ise yine öğrencilerin çoğunluğunun (%67) ayaklı reklam panosu olarak faaliyet göstermeyi ahmakça bulacağına inanıyordu. Her iki durumda da öğrenciler çoğunlukla fikir birliği içinde olduklarına dair hatalı bir sanıya kapılmıştı.
İşte böyle aa dostlar ;
50 milyon kişinin aynı şeyi söylemesi onu doğru kılmıyor ama bilenler için geleneksel tıraş ya da ıslak tıraş dünyanın en güzel tecrübesi. İçinde geleneksel tıraş aletlerini ya da onların modern versiyonlarını barındıran tıraş ritüeline biz geleneksel tıraş diyoruz. Islak tıraşta tek fark tıraş aletinin kartuşlu olması. Seçim sizin, zevk sizin. Yeter ki suya, sabuna ve fırçaya dokunun 😊
Peki önce nereden başlamalı? Mutluluğun anahtarının sırrı ne?
Öncelikle ilk yapmanız gereken kendinizi tanımak. Her koşulda yapın zaten bunu, neyi seviyor, neyi sevmiyorsunuz? Cildiniz hangi tip mesela? Bunun için bir dermatolog ile görüşme ayarlayabilir, ya da netten küçük bir araştırma yapabilirsiniz. Sakal çıkış haritanızı çıkartın mümkünse. Sakal çıkış yönlerini bilmek gereksiz tahrişlerin de önüne geçecektir. Bunun için bkz : Sakal haritası nasıl çıkartılır?
Sonrasında sıra ise size en uygun seti oluşturmaya geldi. İşin en zevkli kısmı da burada başlıyor. Tıraş ritüelinizi gözden geçirin.
Her gün tıraş olmak zorunda mısınız? Keyfe keder mi tıraş olacaksınız? Peki en sevdiğiniz koku? Zahmetsiz Mühle sentetik bir fırça mı tercihiniz yoksa ipek yumuşaklığında bir Mühle silvertip mi? Köpük banyosu yaptıracak bir Nom domuzcuğa ne dersiniz? 😁
Her gün tıraş olacak iseniz cildinizi yormamak adına mild ( yumuşak ) bir alet ile başlamanızı tavsiye ederim. Mühle R89 bunun için biçilmiş bir kaftan. Blade exposure ( jilet açıklığı ) az olan bu alet agresif olmaması sebebiyle keskin bir jilet ile desteklenmeli. Bu konuda Gillette Silver Blue konfor ve keskinliğiyle ilacınız olabilir. Gillette Platinum, 7'O Clock yeşil ve Nacet keskinlik yönünden sizi tatmin edecek diğer jiletlerdir lakin bazı ciltlerde platin kaşıntı yapabilir.
Her gün tıraş olmayacaksanız, gün aşırı tıraşlarınızda eğer uzun bir sakala sahipseniz ustura keskinliğinde bir Mühle R41, yine kendisi için yaratılmış gibi duran orta keskinlik ama muhteşem konforuyla Mühle yaprak jilet ile Bonnie&Clyde birlikteliği sağlayabilirsiniz. Banka soyar mısınız bilmem ama sinek kaydı tıraşınız ile bir çok kadının kalbini çalacağınız kesin 🙂
Eğer mevzuu R41 ise kendisi onuruna küçük bir tören ve saygı duruşundan sonra ki tıraş dünyasındaki en fazla gap ve blade exposure’a sahip aletten bahsediyoruz, kesinlikle bir saygı duruşunu hak ediyor 🙂, onu agresif olmayan bir jilet ile desteklemeniz tavsiye. Hele ki hassas bir cilde sahipseniz, Gillette Silver Blue bu konuda da imdadınıza yetişecektir. Enfes konforu ile yüzünüzde yağ gibi akacak, bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlatacaktır size.
Tabii ki tek perdede işini bitirecek olan bu metal fırtına eğer normal cilt ve sert bir sakala sahipseniz keskin bir jiletle de gayet uyumlu olacaktır. Siz sert çocuklara Nacet ya da Permasharp, eğer gerçekten iyi gününüzdeyseniz Gillette Seven O Clock yeşil ‘’What the hell is goin’ on here?’’ dedirtebilir. Böyle bir tıraşın dil gelişimine katkısını da unutmayalım lütfen 🙂
Acemiliği attım, bana sıkı bir şeyler lazım, alayım tam olsun diyorsanız eğer tıraş dünyasında bir sanat eseri, bir başyapıt, orta agresif, tam kararında bir Mühle Rocca aşka inancınızı tazeleyebilir. Aşkın ömrü üç yıl mı bilmem ama Rocca ile bir ömür sürebilir. 😀
Nirvana’ya bir basamak kala artık gerçeği bilmek istiyorum diyorsanız, ben size mavi hapı öneririm. Mühle Rocca huş ağacı tasarımı ile bundan sonra tıraş olmak için değil sadece, aynı zamanda izlemek için harika bir set edinebilirsiniz. Tavşan deliğinin nereye gittiğini görmek ise size kalmış.
Konu jilet ve makine uyumu dendiğinde unutulmaması gereken en temel konu :
Your mileage may vary.
Yani her aletin deneyimlemesi kişiye özel. Bundan dolayıdır ki yaprak jiletlerde karar kılmadan önce isterseniz sample paketlerden faydalanabilir, böylelikle size en uygun yaprak jileti bulabilirsiniz. Tabii her şeyden önce güvenlik geldiği için şahsi tavsiyem alet ve yaprak jiletleri alırken mutlak surette tıraş aletleri için koruyucu başlık ve taşıma kılıfı, yaprak jiletler için de yaprak jileti kumbarası almak elim kazaların önüne geçecektir. Evde çocuklar var ise eşinizi ve çocukları korumak adına bu konu çok önemli.
Yıllarca hayatın anlamını aramış biri olarak sır nedir bilmiyorum ama bildiğim şey ne yaşarsanız yaşayın bu da geçecek. Yaşarken iyi görünmek ise size kalmış 🙂
Ez cümle ;
Ne yaşarsanız yaşayın, centilmen kalın.
Kusurumuz olduysa affola!
Caner Denizli